18 Nis 2009

Rüya Bitti


Evet rüya bitti. Kız kardeşimi beş buçuk saat önce uçağına bindirdim. Oglusuyla İstanbul'a döndüler.Şimdi telefonu kapadım ve içimden 'rüya bitti haydi artık günlük hayata dön nane şekeri ' diye geçirdim. Bulaşıkları yıkadım ve bilgisayarımı açtım.
Benim için doping niyetineydi bu ziyaret.Haziran'da İstanbul ziyaretimi bir haftadan iki haftaya çıkardım. Erkek kardeşim nişanlanıyor heyecanımız büyük. Ayrıca doktor kontrollerim var birde onu güzel memleketimde gezdirmem gerektiğine karar verdiğimden eşiminde gelmesini istedim . Bu sefer Safranbolu yapmayı planlıyorum 2 güncük.Tomtom elimizde termoslar belimizde :)
Kızkardeşimle ben büyüdükçe daha da içiçe olduk kimi zaman o benim ablamdı :) kimi zaman en yakın sırdaşım kimi zaman suç ortağım. Onunla o kadar çok paylaşmışım ki düşünüyorumda sanırım gerçekten şanslı insanlardanım sevdiklerimle paylaşımlarımı düşündükçe.
Kardeşimle maceramızı en kısa zamanda resimler eşliğinde sunacağım.
Herkese iyi haftasonları

6 Nis 2009

Güneşi Kovalamak


Hollanda için hoş bir bahar sabahı başladı maceramız. Güneş o kasvetli griliği delip odamıza dolmuştu. Erkenden kalktık yolumuz çok uzun değil Hollanda küçük bir ülke,araba yolculuğu ile yorulmadan bir uçtan diğer bir uca rahatlıkla ulaşabilirsiniz.
Rotamız Zeeland(Hollanda'da eyaletler var bu da onlardan biri) yer alan Middelburg.
Ama yolculuğumuzu ilginç kılan nokta Hollanda'yı su bamaktan koruyan bentleri gezecek olmamız.
1953 yılında Hollanda'da büyük bir su baskını olup 1835 kişi hayatını kaybetmiş,evler kullanılmaz hale gelince bazı bölgelerde hiç açılmamak üzere bazılarında ise su seviyesi yükseldiğinde kapatılmak üzere bu bentler inşa edilmiş. Tamamen kapanan bentler o bölgede ekolojiyi değiştirmiş.Deniz suyu yani tuzlu su artık tatlı su. Balıklar bile tatlı su balığı. Biz Neeltje Jans'ı ziyaret ettik. O zaman anladım ki insanlar kendilerini aşmak için ne kadar çabalıyorlar.İnşa edilmiş olan bent büyük bir fırtınada devreye girip fazla suyu dışarıda tutmak üzere dizayn edilmiş. Bu hale gelmesi yıllar sürmüş ama muazzam bir mimarisi var.
Bazı yerlerde bu bentlerin üzerine kurulmuş otoyollardan ulaşırken bazı yerlerde geçemesi 5 dakikayı bile bulmayan araba feribotlarını kullandık.
Middleburg'e giderken yolumuzun üzerinde Unesco tarafından dünya mirası kabul edilen yel değirmenleri bize eşlik etti.
Güneşi takip ettik Kuzey denize ulaştığımızda uçsuz bucaksız bir kumsalla karşı karşıyaydım. Nutkum tutuldu ilk 2002 de gördüm Kuzey denizini o da karanlık ve kasım ayıydı ama Mart ayında parlayan güneşin altında çok farklıydı Kuzey denizi.
Çocuklar kumdan kaleler inşa ediyor. rüzgar sörfü yapan gençler çılgınca bir oraya bir buraya sürüyorlardı sörflerini rengarenk uçurtmalar havada süzülüyordu.
Denizin o muhteşem kokusunu içime çektim. Evet ben denizi çok seviyorum.
Middleburg'e otelimize varınca ufak bir şehir turu yapmayı ihmal etmedik küçük turistik bir şehir Middleburg yaz aylarında kalabalık oluyormuş.Akşam yemeğini yemek ve güneşi seyretmek için deniz kenarındaki Vlissingen kasabasına gittik. İzmir'de Kordon yada Antalya sahilde yürüyor gibiydim. Neşelendim enerji doldum birden bire :) Bahar,güneş,deniz havası çarptı beni mutluluk sersemi oldum biranda :)
Akşamı Arjantin yemekleri yapan bir restoranda kapadık.
Ertesi gün Middelburg deki Botonik bahçesini gezdik ki tam bir fiyaskoydu.Botonik bahçesi denmesi hatalı benim evimdeki bitkiler ve bolca kuş vardı.
Eve döndüğümüzde sarhoşluğum geçmemiş olarak uzun zamandır uyumadığım kadar iyi uyudum.
Denizi seviyorum ben.