26 Ara 2008

Sobe....!!!

Sevgili adaşım beni sobelemiş.Ancak araya Noel girince biraz gecikti yanıtım lütfen kusuruma bakma. Nane şekerinin çantasında yok yok.Çevirip döktüm kaybettiğim blok notum içinden çıktı ki deli dana gibi evi döktüm onun için.
1-Cüzdanı
2-Cep telefonu
3-Bir paket bisküvi
4-Küçük şişe su
5-Kitap
6-Hollandaca ders notlarım-mini blok
7-şu an ** vitamin soğuk algınlığı için ilaçlar.
8-İpod'um bazen PSP imi alıyorum biliyorsunuz yol uzun çekilmiyor.
9-Evim dergisi aralık ayı sayısı
10-Kağıt mendil
11-Dudak merhemi

Not: Spor çantası benzeri battal boy bir çantam vardı :)

Ben de Kiyokimi sobeliyorum sende ne var Kiko dökül çabuk.

Pınarcım resim koyamadım zira makinam bavulda yarın İstanbul'a sevdiklerime gidiyorum.
Dönüşümde Londra seyahatimizi,Noel ağacımız,noel kutlamasını yeni yıl yazım yeni listem ve tabi İstanbul seyahatimizi yazacağım.

12 Ocak tan sonra görüşmek üzere.

Herkesin Yeni yılı kutlu olsun.

Nane Şekeri


glitter-graphics.com

16 Ara 2008

Haftasonu Kaçamağı : Köln

Aniden karar verdik.Rezervasyon yaptık atladık düldülümüze açtık TomTomu vardık Köln'e.
İlk izlenimim soğuk,kasvetli boğucu biraz depresif bir şehir.II.Dünya savaşında yıkıldığı için şehir yeniden yapılandırılmış pekte güzel olmamış. Çok karmaşık çeşit çeşit yorucu binalar karanlık sokaklar ben o kadar hoşlaşmadım açıkçası ama KerstMarkt ları muhteşemdi. Çok zevkli 2 gün geçirdim.Cumartesi öğlen vardığımızda ilk durak Çikolata müzesi oldu. Çok ihtişamlı olmasada gezerken keyif aldım ve evet Boncuğum senin için fotorafladım.
Avrupa'da en hoşuma giden şey her yaştan çocuğu müzeye getirdiğinizde oraya dokunma buraya dokunma yapmak zorunda kalmamanız.Çocuklar dokunarak görerek duyarak öğrenir kuramından heryerde interaktif puzzlelar,açılan kutular.
Bir çocuk ayının postu nasıldır sadece resmini görmüyor dokuna biliyor. Yada vanilya nasıl kokar baş düğmeye vanilya kokusunu kokla,aç kapağı vanilya bitkisini gözlerinle gör.

From Çikolata Müzesi Köln 2009


Hemen çıkışta eski zaman noel marketi kurulmuş gezmek için EUR 2,5 isteyince girmedik.Tuhaf geldi açıkçası. Arabamızı bedava bir alana park ettiğimizden valizimiz yüklendik doğruca otelimize yürüdük.

Otelimiz Dom'un hemen 200 mt ilerisinde bir sokak içindeydi. Merkezi bir alan oda temiz ama gösterişsizdi.Sabah kahvaltısı oldukça iyiydi.Kararında bir açık büfe.

O akşam planladığımız restoranda yemek yiyemedik.Ancak daha sonra bulduğumuz Meksika-İspanyol restoranı cidden çok güzeldi.Mojitayı devirdim.Maalesef Fajitayı bitiremedim. Acayip büyük bir porsiyon geldi. Yanında pilav ve kimyonlu sıcak fasulye(barbunya fasulyesi) ile servis ettiler.
Akşam Yemeği


Ardından ver elini Kerstmarkt.Sırayla gezmeye başladı Neuwmarkt oldmarkt vs vs.. Saat ona kadar heryer açık.Glühwine'ı da içince iyice gevşedim.
Bir tezgah vardı ki beni mest etti.Evet bayanlar toplanın başıma söylüyorummm ve söyledimm.... KURABİYE kalıpları .... Bir sürü kalıp aldık.Çeşit çeşit. Mest oldum.
Sonra eşim bana atraksyonlu bir yeni yıl şapkası aldı.Milletin kafasındaki sıradan şapkalar gibi dandik değil hemde ciddi ciddi taktım bende bayıldım.

Kerstmarkt Köln 2009


Ertesi gün Dom'u ziyaret ettik. İçerisi ferah ve aydınlıktı şehrin tüm o karanlığına rağmen.Tüm ihtişamı ile yıllara savaşa meydan okumuş.


Bu kaçamak bana ve eşime iyi geldi. Gelecek sefer Luxemburg şato yapalım dedik bakalım kısmet ne zamana :)

8 Ara 2008

Bayram Yazım 2008

Her bayram bir bayram yazısı yazmayı kendime adet haline getirdim. Bu bayramda yazmadan geçmeyim sonra unutulur gider diye düşünüyorum.
Benim ailem bize her bayram mutlaka yeni bir giyecek alırdı. Bu yeni bir gömlek,ya da çorap bazende maddi duruma göre tüm kıyafetler çoraptan tokaya kadar yeni olurdu.
Mutlaka Arife(arefe mi denir bilemedim) günü mutlaka banyo yapılırdı.
O zamanlar sabah hepimiz erken kalkardık Babam Bayram Namazından gelir,hepimiz giyinir kuşanır annemin babamın elini öper hep beraber kahvaltımızı yapar il durak Babaannemlere gidilirdi. Bayramın gelmesini beklediğimiz haş haşlı çörek mis gibi kokutmuş olurdu evi. Babaannem döktürürdü su börekleri,sarmalar ben sormadan babaannem Hilal Halama 'Hilal Pınar reçele yer çöreği reçel koy kızıma'.Babaanem bizi şımartırdı.Babaannemin 5 çocuğu vardı kendi doğurduğu iki tane çocuğuda rahmetli Samahat Teyze(Kız kardeşi) den ona yadigar. Babamlar hep içiçe yetişmişler kardeş gibidirler birbirlerine kuzenleri ile.Benim içinde o amcamın babamın kardeşi olan amcamlardan hiç farkı yoktur yada halamın babamın ablası yada kardeşinden olan halacıklarımdan.Babam dışında kardeşlerinde hiç kız çocuk yoktur. Biz kız kardeşimle çok sevilerek büyütldük.Amcalar halalar teyze dayı hep bekardı bizler varken. Dolayısı ile ellerinde büyüdük. Her bayram bir araya gelirdik taki bizler büyüyüp arıza çıkarana kadar. Şimdi kendime çok kızıyorum. Ama geçti bitti. Bak diyorum kendime bu bayram yanlızsın yine. İş yerinde tüm arkadaşlarla bayram kutlaması yaptık ama aynı değil özlüyorum.Elimde değil.Kıymetini bilemedik diyorum kendime.

İyi Bayramlar



Böyle şirin kart seçeneklere bu linkten ulaşabilirsiniz.

Yeni Tutkum


Ben Jane Austen'in romanları okuyarak büyüdüm.Favorim Emma ve türkçesi Aşk ve Gurur olan (Pride and Prejudice) dir. Keira Knightly 'in yorumladığı Elizabeth karakteri beni tekrardan büyülemişti.Bu gece tesadüfen FOX LIFE kanalında 'Lost in Austen' adında bir diziye takıldım.Ve bayıldım. Amanda Price adında genç bir bayan aşkın peşinde hayatını Austin kitapları ile kıyaslarken, bir gün banyosunda Aşk ve gururun bayan karakteri Elizabeth ile karşılaşıyor ve hikaye başlıyor. Şiddetle tavsiye ederim ben bayıldım. Eğer eski zaman aşk romanlarını o zamanın kadın karakterleri seviyorsanız hemen ekran başına derim. İngilizce orjinal dil,alt yazılı. Ayrı bir keyif orjinal ses ile izlemek.
Keyifli seyirler.
Resim Itv sayfasından alıntıdır.