23 Kas 2008

Eindhoven'da yılın ilk karı

Eindhoven'da ilk kar


Cumartesi sabahı hoş bir sürpriz ile uyandık.Eşim aşağı kata inip günün ilk kahvesini hazırlarken yukarıya seslendi,"gördün mü heryer bembeyaz" diye paldır küldür indim aşağıya.Yaşamımda karın ayrı bir yeri vardır.Eşim güldü "yukardan baksaydın da aynı manzara" diye.Hemen fotoraf çekmeye başladım.Kahvaltı bile etmeden.
Aklıma çocukluğum geldi.Biz Erenköy'de kiralık bir dairede oturduk bir dönem.Erkek kardeşim doğunca ailem ilk evlerini aldılar. Erenköy'de otururken daha 2 kardeş iken kar yağdığında annem ikimizi sıkı sıkı giydirir(Dido hala senin kırmızı paltonu hatırlıyorum) kumda oyun oynadığımız kova,kürek,tırmık ne varsa alır bahçede kar oynamaya indirirdi.O zamanlar o bahçe bize o kadar büyük gözükürdü ki sormayın.Yıllar sonra bir kere arkadaşlarımızı ziyarete gittiğimizde inmişti o kar oynadığımız bahçeye ve o an "bu mudu bana dünyalar kadar büyük gelen bahçe" diye. Yıkık dökük gelmişti.Çardak bir bakımsızdı sanki ağaçlar cılız. Güller eskisi gibi kokmuyordu.Çocuk sesleri gelmiyordu bahçelerden.Bizler güzel bir çocukluk geçirdik.Herşey kararındaydı. Ceviz ağacından ceviz toplayıp ellerimizi karartık çıkmazdı merak o cevizin tadı da başkaydı. Ya çam ağacından düşen kozalaklardan yediğimiz binbir emek çıkarıp kabukları kırıp içinden minnacık dişinizin kavuğuna bile gitmeyecek bir çam fıstığı için girilen onca eziyet.Ama değmiş baksanıza ne kadar zevklendiriyor beni çocukluk anılarım.
Kar yağarken gene zevklendim eşim de eğlendi benim bu çocukça eğlencemden. Önce ağır ağır tembel tembel yağdı kar hiç acelesi yoktu birden uçuşmaya korkup kaçmaya başladılar rüzgarla. Bayağı bir seyrettım.Sonra üşenmedim kendime çay demledim.Kuzunun gönderdiği bardağımla keyifle yudumladım çayımı. Cheese cake vardı yanında tarifine buradan ulaşabilirsiniz. Diyet hak getire kızma didocum :) Bugün de evimi akladım pakladım. Camı açıp havayı kokladım.
Edward bana yeni bir bitki aldı.Çiçek açınca görücem çiçeğin rengini sürpriz olucak bir nevi.Orkidemin son hali :


Gülleri unutmayalım masamı süslediler.

Eindhoven'da yılın ilk karı yağarken İstanbul Lodos ve yağmurla yıkılmış.

20 Kas 2008

Cok anlamli bir kampanya


Gecenlerde sevgili Nilufer'in sayfasinda okudum.Benimde corbada tuzum olsun istedim. Dayanamadigim seylerden biridir Cocuklarin taciz edilmesi. Ulkemde son zamanlarda okudugum olaylar kanimi dondururken Avusturya'da olan olay.Daha niceleri var.



Kampanya bu linkten ulasabilirsiniz.

18 Kas 2008

Yorgun Savaşçı

Utanıyorum söylemekten ama gerçekten kendimi yorgun hissediyorum. İçimden hiçbirşey yapmak gelmiyor.Ekonominin gidişatı,işten çıkarılmaları duydukça kanım donuyor,eve geliyorum biraz ruhum dinlensin istiyorum ama eşim bu sefer içindeki tüm karamsarlığı,negatifliği,evhamı ile endişelerini kusuyor üstüme. İşten çıkarılmaması lazımmış 2010 Ocak ayına kadar hesaplar kitaplar yapılıyor.Soruyorum doğal olarak öyle bi durum mu var? diye cevap yok ama hesap yaptım biliyim diye be adam biliyorsun şimdi başın mı göğe erdi mutlu musun daha mı huzurlu oldun. Yorgunum.Çok şey mi bekliyorum hayattan diye düşünüyorum. Mızmız bir insan mıyım? diyorum kendi kendime. Utanmalı mıyım ? Sonra aklıma takılıyor neden? utanıcaksın. Böyle bir ortamda çocuk istediğin ama cevap' Daha oturum iznin uzamadı?! nereye çocuk ekonomi alaşağı neyine güveniyorsun' olduğu için mi. Yoksa deli gibi kendimi yemeğe verip pişman olduğum için mi!?Bakımsız Tarzan gibi dolaştığım için mi... Evet utanıyorum. Neden yaptım böyle diye? Ortada olumsuz birşey yok neden sıkılıyorum neden uykusuzluk çekip günümü rezil ediyorum.Neden tedirginim.
Cevabı bilmiyorum. Ama biraz önce eşim ben merdivenlerden aşağı inerken 'Kötü haberim var Ocak 2010 a kadar işimi kaybetmemem lazım' dediği an şimşek attı beynimde. Hey haytt yeter be. Geleceği de bir yere kadar kontrol ederim. Bu dakikadan sonra Anı yaşıycam kardeşim dedim içimden.. Eşim hala olmayan kara haber tellallığı yapıyor.Ben atladım lafa ' Eeee o zaman ne yapıyoruz bir tanem İŞİMİZİ kaybetmiyoruz' Yeter ya bende insanım. Polyannacı hiç olmadım ama kara kara senaryolarlada çok içli dışlı değilimdir.Kendime günlük plan yaptım.
Biraz kendim için yaşamak istiyorum.Tüm bu koşuşturmanın içinde biraz huzur istiyorum.Belki ev alamıyacağım,belki zayıflıyamıyacağım,belki çocuk sahibi olamıyacak belki evliliğimi yürütemiyecek belki işimi kaybedeceğim bilmiyorum. Ama daha bunların hiçbiri olmadan üzülmek istemiyorum.Olunca zaten üzüleceğim biliyorum. Daha ötesi var mı???
Not : Çocukken en sevmediğim kitap Polyanna idi. Hala neden diye düşünürüm.Heidi idolüm dü Polyanna dan neden hoşlanmıyordum bilemiyorum.

17 Kas 2008

Kaba bulasmis kek Hamuru

Cumartesi gunu birden aklima geldi kek yapmaya karar verdim. Zevkle karistirdim malzelerimi.
Kek kalibina doktum kek harcimi ve o birden beynimde bir simsek atti :) Cook kucukken daha ilk okul caglarinda bile degilken annem Krups marka mikseri ile kek yapar ben ve sari kuzu didem kaba bulasmis kek harcini minik kasiklarimizla yedigimiz aklima geldi. Kekten daha lezzetli gelen o harci yemek icin sabirla beklerdik. Annem daha fazla biraksin diye baski bile yapardik.Biz kardesimle kucukken guzel anlasirdik. Cesitli eziyetlerim olurdu kendisine o ayri :) Her yasta bizim arkadasligimiz da degisti. Bir donem kendisini istemez oldum ki hala o donem icin pismanliklarim vardir. Cogunlukla herseyi onunla paylesirdim. Universite 1.sinifta 15 dersten kaldigimi ilk o ogrenmisti. Yada lisede okulu kirdigimi ilk onunla paylasmistim. "Didem soz ver bak anneme soyleme sakin..." derdim ,o da " Ben soz veriyim de seni ne yapicaz abla sen dayanamazsin hemen yetistirirsin anneme" derdi. Dogru bilir beni cadi :0 hic dayanamazdim kendimle ilgili her sirri her olayi hemen acik ederdim :) 27 hafta sonu canimiz sikilmadan "7 kardese 7 gelin" filmi seyrettik. Ya da haftalarca ayni sandvici yerdik.
Kucukken sadece benimle vakit gecirebilmek ugruna kardesim salcali kurabiye bile yemistir.
Sulandirilmis balik krekerli asma yapragina dolmalari saymiyorum.
Daha 4 yasindaydi ben yokken dedem buna cikolata almis. Didem asli kendi icin birsey istemezdi cok nazik ve ketumdur. Bu dedeme ablamin cikolatasi olmiycak mi diye sormus dedem hemen benim cikolatami ona vermis. Ben eve gelene kadar beklemis benim cikolatami verebilmek icin.
Benim somurturken ki tek resmim sari kuzunun dogdugu gunmus. Cok kiskanmisim kendisini anneme " ne zaman birakicaz bunu hastaneye" dermisim.Kiskanilmaz mi. Kendisi 10 aylik dogmus. Saclari uzamis hain hemsirede kendisini susleyip getiriyor :) Ilerki yaslardada upuzun bal rengi kahverengi saclari vardi kiskanirdim benimkiler kivir kivir taranmaz meret kisacik kesilir saclarim buyukannem rahmetli tulbentle bana sac yapardi :)
Buyuduk bende sac yapabilme kabiliyeti sifirin altinda 2 hep dido kosardi yardimima. Birgun ise gittim boncuk didem ne guzel yapmis sacini demisti.bozulmustum. Nerden anladim dedim,kizcagiz Pinar canim sen herseyi guzel yaparsinda su sac olayini pek beceremiyorsun :) demisti kizara bozara.
Annemin yataginda kudurmalarimiz aklima geldi bir kaba bulasmis kek harcindan :)
O zaman annemi bir kere daha takdir ettim ne iyi etmiste Didomu dogurmus diye. Bircok arkadasim oldu. Bazilarinin isimlerini bile hatiliyamiyorum hayatimi etkileyen.Dostlarim var ama Didom bir baska.Hala bir araya gelsek annemin yataginda yan yana yatar saatlerce konusuruz.
Inanin o kalipta kalan hamurun tati bile kuzumla yedigim kadar lezzetli olmuyor.

11 Kas 2008

Hoş bir Kasım Sabahı

Cumartesi pür neşe heyecan uyandım. Haftasonu olmasının yanı sıra planlarımı harekete geçirmek için acayip bir enerji ile dolu idim :)
Eşimin 1961 model bir Peugoet arabası vardı. Mavi bakımsız ama eşim için pahabiçilmez.
Cumartesi sabahtan onu satan alan bey geldi. İri kıyım heryeri dövmeli bir araba tamircisi. Bir hafta önce o koca cüsseli adam arabayı görür görmez vurulduğunu motorun sesini duyana kadar uğraşması gerektiğini söyleyip gecenin kör karanlığında saatlerce uğraşan bu adam eşiminde içine sindi. Bugün arayıp araba ile 200 km yol yaptığını motorun muhteşem çalıştığını arabasını sevdiğini söyliyecek kadar nazik bu bey beni de mutlu etti.Arabamızı satınca depomuzdaki tüm yedek parça arabaya ait ıvır zıvır da çıkınca depomuz bomboş oldu darısı çatı katının başına.
Geçtiğimiz hafta sonu pazar yapmadık onun yerine alışveriş merkezimizde takılmayı seçtik.Benim takıldığın mutfak malzemeleri satan dükkan 2-3 hafta kadar önce kapanmış dekorasyon yaptıklarını Kasım da kapılarını yeni bir çehre ve isimle açacaklarını kapısına not bırakmayı ihmal etmemişti. Bizde açıldığı günün ertesi sabahı ordaydık. Çok hoş birsürü ıvır zıvır getirmişler.İçine likör koyulan çikolatan yapılmış one shot kadehlerden,mezeleri içine yerleştirebileceğiniz yenilebir kraker kaşıklardan aldım.
Makrodan da Braun'un el blenderını satın aldım.Alır almaz ekmekler çekildi,taratorlar yapıldı salatalara süsler hazırlandı.
Yemek tariflerimi yeni bloğuma -aslında eski ama bir türlü hayata geçiremediğim bloğuma- yazmaya başladım.Yeni blogda sadece yemek tarifleri resimler mutfak aletlerimi vs. bulabilirsiniz.
Onun dışında fotoraf makinamın azizliğine uğramasaydım sizlerle Halloween*cadılar bayramı* için hazırladığım şeker hamurlu figürlerimin hepsini şekerlemelerimi paylaşacaktım. Şimdi sadece ilk çalışmam ki onu da haftalar öncesinde yüklediğimden burada yayımlıyorum. İlk denemem olduğu için hatalarım var boynu desteklemem gerekirdi.
Fotoraflarım içinde giden mink cadım,örümceklerim güllerim :=) Yemeseydik tekrar çekecektim maalesef bir daha ki sefere.
Wilton'un kalıbı ile şekerler yaptım. İlk denemem için başarısız diyebilirim.
Çikolata yapmayı planlıyorum.Denemelerimi yemek bloğumda paylaşacağım.
Daha önce pazardan aldığım çoraplarımı da yayımlamam gerek unutmamak adına.


Haftasonu aldığım güllerimi sizlerle paylaşıyorum.Hepinize iyi haftalar dilerim.
Çiçekler

5 Kas 2008

Sonbahar Huzun ve Hollanda

Istanbul’da Pastirma Yazlari yasanirken,Hollanda’da Kis basladi. Gecen hafta 3 dereceleri gorduk.Inanilmaz kasvetli bir ortamdi.Karanlik yagisli.kimi zaman sisli bembeyaz bir aydinlik. Bu sene Kis gec geldi Hollanda’ya.Iliman bir sonbahar yasandi burada. Gecen yil tam bir kabustu. Yaz kis ilkbahar sonbahar hep yagis hep yagis millet hep iliman ulkelere kacti soluklanmak icin.

Kisin gelmesi ile kabanlar,kaskollar eldivenler cikti.Lahana misali giyiniyorum. En alt tshirt(ofis Hawai mubarek) uzerine hirka(kolidorlar klimali) onun uzerine mont (sokaga cikiyoruz dimi).Bazen kolumu yukari asagi hareket ettiremiyorum.

Son 2 haftadir agaclarin fotoraflarini cekiyorum. O renk cumbusunu seyretmek bana inanilmaz zevk veriyor. Kirmizilar,sarinin tum tonlari, solan yesiller. Cektigim bazi fotoraflari sizlere de gostermek istedim.

Doga uykuya cekilirken benim evdeki Orkidem yeniden acti. Tomurcuklari gordum ciglik cigliga bir sevinc bende. Hemen fotograf cekildi.

Dun aksam fark ettim ki acan ciceklerden biri kopup dusmus acayip bozuldum.
Orkidem


Ben cicekleri cok severim. Pazardan gecen hafta aldigim cicekler bunlar. Neredeyse 11 gun oldu hala cok guzeller. Hollanda’da cicek olayina bayiliyorum. Laleler basladi bu haftasonu soyle sarisindan kirmizisindan belki morundan vazomda yerlerini alsinlar diye dusunuyorum.

Bu arada Begonvilin saksisini havanin sogumasi sebebi ile iceriye Kolidora tasidik hemen cicekleri dusup gitti.Huzunlendim. Yasasin diye elimden geleni yapiyorum. Ilkbaharda tekrar ciceklenmesini umud ediyorum.

Esim bahcede kisa hazirlik calismasini tamamladi. Bahcemizin son hali budur. Ankara’li arkadasim Onsel hic usenmemis bana Amsterdam’a gelen esiyle cay bardaklari yollamis. Bu haftasonu ‘cam guzeli’olmayi planliyorum.Cayimi demleyip, kitabimi alip camin kenarindaki kanepeye yerlesip tarifleri karistirip manzarayi seyretmek istiyorum .


Eindhoven'dan sonbahar manzaraları