Herşeyin bir başlangıcı vardır. Bu doğru hep biryerlerden başlarız.Kimi zaman bitiremeyiz yarım kalır. Ben biraz maymun iştahlıyımdır.Başlarım bir heves bakmışım sıkılmışım gene kalmış yarım. Başlayıp gitmediğim kurslar. Spor salonu üyeliği bunların kanıtı gibi önümde durur.İlişkilerimde durum pek farklı değildi aslında arkadaşlıklardan bahsetmiyorum,ikili romantik ilişkilerden.Ben eşimle tanışana kadar aşka inanmazdım.Cidden inanmazdım. Sorun isterseniz kankilerime hepsi bir ağızdan EVET diye bağırırlar.Kanki demişken onların olduğu şu ana kadar elimde olan resimlerden düzenlediğim albüm zaman geçtikçe daha büyüyecek.Albüme ekli linkten ulaşabilirsiniz:
Tabi en büyük kankim ANNEM :) Her nekadar kendisi şu felsefeyi benimsemişsede " çocuklarınla arkadaş olma,onları bir çok arkadaşı var onların annesi ol" o benim bir numaralı kankamdır. Kankalarım kusura bakmasınlar.
Gelelim başlangıca biz eşim Edward Hubert Godfried Jaques ile (Gülmeyin ama kızıyorum :) Adı gerçekten bu kadar uzun biz ilerliyen zamanlarda sadece Edward diyeceğiz ben öyle yapıyorum) internet ortamında tanıştık. İnternet olayımız fazla uzamadan kendisini İstanbul a attı.
Sonra ben Hollanda ya gittim. Sonunda beraber tatile çıkmaya karar verdik.Tatilde insanlar birbirini daha iyi tanır hesabı. Bana evlenme teklif ettiği gün hala hatıralarımda gülümseten bir anıdır. Ben hava değişiminden acayip etkilenirim Bodrum a tatil gelmeden onunla Hollandada buluştum ailesi ile tanıştım filan maalesef hava orada aniden soğudu ben önce soğuk sonra cehennemi sıcağa geçince hafiften üşüttüm ... yemek sonrası uzanmışım buncağızda endişeli bir şekilde aniden " Pinar will you marry me ?" diyi verdi. Ben gözlerim ve burnum kıpkırmızı birşekilde (suratım herhalde çok tuhaftı adam 2 kere felan sordu) bir yandan da allahım galiba ölcem adamcağız beni umutlandırmaya çalışıyor felan diye düşünüyorum. Neyse 1 saat sonra Edward da yatar pozisyona geçmişti çünkü maalesef oda hastaydı Canım ya demez mi " Pinar i m very happy because i proposed you before i got sick)* Pınar çok mutluyum sana evlenme teklifini hastalanmadan önce yaptım . Bakar mısınız benim romantik kocama :) Kısacası biz başlangıcı böyle yaptık.
Neden Nane Şekeri, arkaşlarım ilk bunu sordular. Nane şekeri çünkü bu beni en iyi tanımlayan sözcük. Annem herzaman bana nane şekeri der. Birgün neden bana nane şekeri diyorsun dediğimde: Sen aynen nane şekerine benziyorsun.Tadın yeryer acı ama aslında özünde tatlısın. Bende bloğuma isim ararken "neden olmasın" dedim. Ve karşınızda NANE ŞEKERİ. Bu resim en sevdiklerimden biri.Eşim bu resimle bana aşık oldu :) Bilemem valla gönül bu olayı.birgün ona "Neden bana aşık oldun,tip belli obeziz" dedim güldü "gülümsemenle çarpıldım sonrasını hatırlamıyorum" dedi açıkçası bende fazla kurcalamadım. Ben bunu kompliman olarak aldım. Farklı düşünen varsa sonsuza kadar sussun :)
Gelelim bu blogda neler olacak olayına :Herşey ama hiçbirşey.
Ben baştada anlattığım gibi tek bir konuya odaklanmıyacağım. Nede olsa içimizde hala hiperaktif bir kişilik mevcut yaş maş dinlemiyor, aklıma ne eserse onu yazıp çizeceğim dilim döndüğünce.
Amaç kafa dağıtmak.
Herkese Merhaba Blog olayına kız kardesim sayesinde girdim desem yeridir. Çesitli blogları takip ediyordum ama hiç kendi blogumu hazırlayacagım aklıma gelmezdi.Ama kısmet bugüneymiş.Hazır tatil olayına girmişken başlıyım şu blog olayına dedim.
Bu blogda konu hiçbirşey ama herşey.O an canımız ne istiyorsa kimi zaman yemek tarifi kimi zaman bir bilgisayar oyunu bazen bir dedikodu bazen ne bileyim herhangi birşey.Şu an tek düşüncem bloğuma nasıl daha fazla kişiselleştirebilirim.Gün geçtikçe bu konuda daha çok şey öğrenip bloğumda uygulamaya çalışacağım.Şu ana kadar bir araştırma yapıp ancak bu kadarına becerebildim ama itiraf edeyim ben bu konulara yabancıyım anlamam biraz zaman alıyor. Diğer bloglarda birçok kişi dersler şeklinde blog yapımını herkesle paylaşmışlar saolsunlar. Sanırım bu sayfalar daha çok takip ediceğim.Ama başarır mıyım bilemem hep beraber göreceğiz.
Herkese tekrardan sımsıcak bir merhaba.
