29 Eyl 2009

Adaya bir iki

Hollanda,Eylul de mevsimin en sicak sonbaharini yapti.Esimin ailesi adada (Texel tesel okunuyor) bir kamping de 2 hafta icin bunglov kiraladi.Bizide davet ettiler.Malum ikimizde calisiyoruz. Haftasonu havanin son kez bu kadar guzel olacagini ogrenince bizde haftasonunu adada gecirmeye karar verdik. Is cikisi esim beni araba ile aldi. Den Helder dan feribota bindik. O kadar hosuma gitti ki. Pufur pufur esen ruzgar ortami sogutsada denizin kokusu, martilarin cigliklari bana iki seyi hatirlatti Gurse Birselín bir yazisini ve Yalova feribotunu

Zannederim Ayşegül serisini 'okur gibi yapmak'la girmişim konuya. 'Ayşegül Vapurda', 'Ayşegül Sirk Cambazı' falan. O bahsettiğim ablaya kimbilir kaç defa okutturmuşum ki kitapları, ezbere biliyorum. Hatta hangi sayfada ne yazıyor, o bile aklımda... Yaş üç, bilemedin dört. Ne zaman eve misafir gelse, koyuyorlar önüme Ayşegül kitabını. Ben de başından başlayıp sayfaları çevire çevire okuyorum! Misafirin beti benzi atıyor bu üçbuçuk yaşında sular seller gibi okuyan bebeği görünce! Yine hayatımın en büyük hayalkırıklığı, o körolası Ayşegül yüzünden! 'Ayşegül Vapurda'yı okumuşum. Ayşegül, tabii aslen Fransız! Vapur dedikleri de bildiğiniz translatlantik. (Bu kelimeyi de o kitaptan öğrenmiştim, o yaşta). İçinde restoranı, havuzu mavuzu var. Kamaralar kocaman. Yaz gelmiş, annemler dedi ki "Erdek'e tatile gideceğiz, vapura bineceğiz"! Havalara uçtum. Ne hayaller kuruyorum. "Ayşegül'ünki gibi kamaram olacak, havuzda da yüzerim, oooh" diye. Bir gittik ki, enayi bir arabalı vapur! Üç saat mi, beş saat mi otobüs gibi yerinde oturuyorsun, çay içiyorsun, bitti. Günlerce surat astım!

Yazinin tamamini okumak icin tiklayiniz.

Ada 20 km ye 8 km buyuklugunde. 13 adet kasaba bulunuyor. Koyunlari ile meshur.Dolayısı ile et ve yün ürünleri tüm marketlerde. Vejeteryan arkadaslarim kusura bakmasinlar ama bende esimin tavsiyesi ile kuzu izgarasinin tadina baktim.Uzun suredir Avrupa da yedigim en guzel marineli izgara idi.

Cumartesi 8.30 kalkip ailecek kahvalti yaptik. Ardindan kayinpederimin arabasina dolustuk. Ben adaya ilk kez geldigim icin sofor yani bana verildi. Ilk once adanin eski limani olanOuderschild gittik. Ufak bir hediyelik esya dukkanindan bu sirin kuzulari aldim. Gercek yunlu oyuncak kuzuyu almadigima sonra pisman olmadim degil. Bir sonraki bahara artik Ayrica bir oyun olan Boter kaas en eieren * tereyağ peynir ve yumurta ve bu 4 lu set duvar tablolarini satin aldim. Birkac resim cekilip kisa bir yuruyus yapip kahvelerimizi limanin manzarasi esliginde ictikten sonra yola koyulduk. Birkac kasabadan araba ile gectik. Resim cektim. Alisveris dedim kayinpederim den Berg kasabasinda –adanin en buyuk kasabasi- KOOPZONDAG (Hollandada her ayin 1 Pazar gunu dukkanlarin acik olmasi ) oldugu kucuk yerel dukkanlarindan alisveris yapabilecegimi soyleyince bende fazla israr etmedim. Keske etseymisim.

Maalesef Kuzey Hollanda koyu katoliklerin oldugu bir bolge. Bu sevimli Hobby shoplarin hepsi kapali idi. Icim eridi sormayin gitsin. Ne kadar sirin mutfak malzemeleri, banyo havlulari vardi boyle mahsun mahsun seyrettim.

Kasabaların bazısı sadece 1 sokaktan ibaret 4-5 ev olan yerler.

De Cocksdorp kasabasına Gidip deniz fenerini ve kumsali seyrettik.Kahvelerimizi içtik.

Ardindan dogal bir ortam olan De Slufter'a gittik. Uzunca yurudukten sonra kumsala ulastik. Cok degisik deniz kabuklari topladim.Bir yengec kiskacini buldum.Hemen hikaye yazdim Bu yengec aski icin kavgaya girmis ve kiskacini kaybetmis.

Kumsalda kumlarda yürüdük acıktığımızı hissettik pancake yapan bir yere girdik.Devasa pancake i bitiremedim. Burada Panenkoken çok geleneksel.Her çeşit pancake yapılıyor. Ordu doyuran cinsten. Masaların olmazsa olmazı toz şeker ve elma surubu.


Gezmeye devam de waal oosterend vs vs... Akşam kaldığımız yere dönünce arabamızın arkasına taktığımız bisikletleri çıkardık ortaya ben en son ya üniversitedeyken binmişim. Bu getirdiğimiz bisiklette komşumuzun 10 yıldır kullanmadığı eski İngiliz bisikletlerinden. Fren bisikletin pedallarını geri itmeye başlayınca devreye giriyor ki bende pek tepki vermediler. Sıkıldım açıkçası çok heves yaptım. Şimdi geçen ağustosta bahçemize atılan evet doğru okudunuz bahçemize atılan bisikletle denemeyi düşünüyorum. Bahçemizde bir bisiklet bulduk biz Polisi aradık polis rapor edilip edilmediğine baktı rapor yok bize 2 seçenek sundu. Bisikleti tutar ve kullanırsınız 1 yıl içinde bize başvuran olmazsa sizindir. ama gelin alın derseniz bisikletteki hakkınızı yitirisiniz dedi.Bizde tutalım bakalım dedik.

Ama oda olmazsa gidip deniycem birçok farlı bisikleti öyle karar verdim.

Akşam yemeğinden sonra direkt yatak sızmışım.

Pazar sabahı geç kaltık gezmediğimiz tek kasaba Den Hoorn'u gezip den Burg da takıldıktan sonra toparlanıp akşam yemeğini eski bir çiflik olan Catherinahouve da yedik.

Pazartesi 04,40 da uyanıp 05,10 da feribota gidip 40 dk bekledik. Kolay ve hızlı bir yolculuktan sonra Den Helder istasyonuna bırakıldım. Ve 1.5 saat sonra işte sandalyeme tünemiştim bile.

İşte Nane Şekerinin bir haftasonu daha böyle geçti.

3 yorum:

Chris'in Annesi dedi ki...

cnm videoyu izledim,evler cok güzell heryer yemyeşil insana huzur verıyor.Bi de ne kadar az insan var.Arka fonda kımseler yok fotolarda,Istanbulsa tam keşmekeş cumartesı karşıya gecmeye calıstımda eve dondugumde konusacak gucum kalmamıştı,kalabalık ıse artık fecii..

Nane Şekeri dedi ki...

Nüfusun sadece emeklilerden oluştuğunu gelişen tıbın ve rahat yaşamın hayat süresini uzattığı için emeklilik yaşını 67 lere çıkmasını istendiği bir ülke burası canım :) Ama açıkçası İstanbul'un keşmekeşi benide yoruyordu son zamanlarda. servisten hatırlarsan.
Huzurlu gerçekten seviyorum yeşilin her tonunu seyretmeyi yağmur yağınca toprak kokusunu :) Keşke gelsen görsen buraları bir.

Unknown dedi ki...

gerçekten çok güzel görünüyo canım insana yaşama sevinci verir böyle yerler sende tadını çıkarıyosun ya çok seviniyorum senin için kocaman öptüm seni