3 Haz 2008

Paris Havasi Yemek ve Alisveris

Paris Tatilimin uzerinden nerdeyse 1 ay gecti ama ancak simdi vakit bulup yazabiliyorum.
Paris’e gittiyseniz gormezseniz hatirim kalir diye dusundugum birkac yerden bahsetmek istiyorum.

Sacre Couer : Merdivenleri her daim turistler dolu bu gorkemli yapi benim sevdigim mekanlardan biri Paris’te.Manzarasi yeter diyebilirim. Sanatcilari degisik ortami saraplari ve kafeleri ile Montmartre Tepesinin parlayan yildizi gibi ihtisamla yukselmekte.
Paris’in en yuksek noktalarindan biri.

Fransizca “Kutsanmis Kalp” anlamina gelen sacré-cœur,Montmartre Tepesine kurulmus Paris’e hakim bir kilise.Esasen “Gizli Kalp” demekmis okudugum kitaplarda anlatildigina gore Zengin bir kiz fakir bir erkegi sever Kizin babasi evlenmelerine karsidir.Kiz manastira kapanir gittikce durumu kotulesir buna dayanamayan rahibeler sonunda kizin sevdigi ile kilisede ailesinden gizli gorusmesine izin verirler “ Gizli Kalp” buradan gelir.
Mimari acidan turist rehberi bu kiliseyi Roma-Bizans diye tanimlamis anladigim bir konu degil.Ancak icine girdiginizde rahatlatan bir atmosferi gorkemli bir tavani bulunuyor.
Biz sicak bir gunde onca merdiveni tirmanarak (finukuleri kullanmadik) ulastigimizda kilisenin icinde ki serinlik bizi buyuledi. Pazar gunu olmasina ragmen rahatlikla gezebildik kiliseyi. Aslinda merdivenlerle (ki tahminimce dik,dar uzun suren acili bir tirmanis) can kulesine cikilabiliyormus disaridan bakildiginda bu kuleyi tam onunde yukselen kubbesi yuzunden goremiyorsunuz.
Merdivenlerden inerken Carousel(atli karinca) seyretmesi hos bir etkinlik. Acikcasi biz de binmeye ozendik ne yalan soyliyim utandik.

Moulin Rouge : Meshur Kirmizi Degirmen. Maalesef biz icine girmedik ama Paris’in simgesi haline gelmis bu bina bircok filme konu olmustur.Ki bunlardan beni encok etkileyen Nicole Kidman ve Ewan McGregor’un basrolunu paylastigi 2001 yapimi Moulin Rouge filmidir. Bizlerde Blanche metro duragina kadar yuruyup bu yapiyi resimledik(aslinda Moulin Rouge Pigalle mahallesinde gozukuyor ama en yakin metro duragi Blanche).

Gare du Nord : Estetik bir yapi oldugunu dusunuyorum.Ihtisamli ulkemizde Haydarpasa Gari’ni goren ben icin ciddi etkiliyeci bir yapi. Ve bu garla ulkemizin demiryollarini ne kadar ihmal ettigini gorebiliyor insan.

Champs Elyses: Unlu markalarin yer aldigi bu genis ve ferah cadde benimde favorilerimden biri.Ancak gucumun Yves Roche kozmetik firmasina yetmesi umrumda bile degil. Salina salina yurumek bile buyuk bir keyif benim icin. Starbuck’s da acilmis daha ne istiyeyim di mi ?!?

Eiffel Tower : Parisin simgesi haline gelmis bu bina acikcasi gorsel bir estetiklik icer miyor. Fransizlarin begenmedigi ikinci yapi (birde Piramitler-Louvre Muzesi) Ancak tepesine kadar cikip Paris’I seyrettiginizde neden Turistlerin bu yapiyi gezmeden ulkelerine donmedigini anliyorsunuz.
Eyfel’in tepesinden isil isil Paris’I seyretmek muthis zevkli.

Louvre Muzesi Sadece piramitlerini gorebildigim ama firsat bulursam ozellikle “mucevher sergisini” gezmek istedigim meshur muzesi. Envayi cesit piramitleri ile resmim mevsuttur. Gurur duyuyorum :)

Seine Nehri ve Tekne Gezisi : Paris ‘ e kadar gitmisken Seine nehrinde tekne ile gezmeden olmaz diyorum dinletemiyorum J Isin sakasi kendi deneyimlerimden Eyfel’e hava karardiktan sonra tekne gezisine de hava aydinlikken cikilmasini oneririm.

Notre Damme: Dunyaca unlu bu gotik Kathedral Seine Nehri’nin kenarina bir adaciga kurulmustur.Turist rehberinde bu binanin ilk gotik kathedrallerden biri oldugu yaziyor.
Bu kathedral’de beni encok buyuleyen Bati gul Penceresi’dir. II.Dunya savasinda herbir islemeli cam parcasi tektek sokulmus savastan sonra tektek orjineline sadik kalinarak yerlerine konulmus.
O cirkin suratli heykellere “Chimere” deniliyor(turist rehberi) acikcasi benim tarzim degil ama kathedral kadar bunlarda cok meshur.
Can Kulesi ile ilgili kucuk bir dip not “Emmanuel” adi verilen kathedral cani sadece 13 ton gelmekteymis.

Nane Sekeri’nin notu : Kuleye cikicam ben diyorsaniz aylar oncesinden spora baslayin derim. Kathedrale giderken rahat bir ayakkabi ve su sisesi almayi ihmal etmeyin. Benim can kulesine cikmaya takatim kalmamisti.

Ne yiyelim ne icelim :

Paris ‘ e gidipte kahve kuruvasan yemeden donmeyin derim.Evet yagli ve kalorili ama lezzetli bir tat.
Paris’te sarap her haliyle guzel.Ozellikle ev yapimi saraplar hem icimi kolay hemde son derece lezzetli bir secenek.
Biz Aviere ‘e de kaldik. Dolayisiyle size bir iki tavsiye verebilirim.
Colombus Café kahveleri ve sandvicleri(ki tost makinesinde bastiriliyor) ile harika bir secenek.
Ayrica Pigalle yakin cadde uzerinde “Mediterino” Restaurant kafesinde Sarimsakli (kalin dilimli ev yapimi) patates cipsi ile servis edilen salatalar ac doyuran havasinda.Ciddi ciddi 2 kisi bolusulebilir.
Domates corbasi enfes diyorum baharati tereyagi herseyi mukemmel. Salatanin resmi Kiyokim tarafindan cekilmistir.Keci peynirli salata.



Fiyatlar abartili degil butceye uyar.Kiyokim saraplarina tam not verdi.
Louvre un altinda yer alan alisveris merkezinde Marekesh adindaki Fas yemekleri yapan bufenin kuskus ve tavugunu siddetle tavsiye ederim Baklavasini tatmasim ama guzel gozukuyordu.
Notre damme in cevresindeki kucuk kafelerden birinde Sogan corbasi ictim denemenizi oneririm elbette.
Brasserilerinde her cesit ekmek ile yapilan envayi cesit sandvicten biri mutlaka size hitap ediyordur.
Peynirlerini tatmadan gecmeyin derim.
Sokaklarda yapilan krepleri fena bulmadigimi eklemek isterim.

Hiç yorum yok: