10 May 2008

Gezi Notları


26 Nisan 2008 Cumartesi

Aylardır süren bekleyiş bitiyordu.Bir heyecanla Amsterdam'a gittim.Kızlar 13:45 te Amsterd Schipol havalimanına ineceklerdi.Tren yolculuğu sırasında heyecandan yerimde duramıyordum.Onlar bana İstanbul'un yani ailemin arkadaşlarımın kokusunu getiriyorlardı.Babam 2 hafta önce geldiğindede sevinmiştim ama gelişi ile gidişi bir olmuştu.
Havaalanına ulaştığımda uçaklarının indiğini gördüm monitörden. Acele acele yürürken aradım telefonla evet inmişlerdi Pasaport kontrolüne gidiyorlardı.
Kısa bir an Ayşeyi gördüm camın ardında sanki Caddebostan'daydık yine o da annemlerin evine yürüyordu. Müjdeyi sordum heyecanla bavullara bakıyor dedi Gözlerimle arıyorum evet işte orda o da ne suratı ciddileşti hemen telefon ediyorum Ayşeye sorun mu var Müjdenin suratı ciddileşti diye o da gülüyor sorun yok canım gözlükleri yok ya gözünü kısıyor :)
Birbirimize deliler gibi sarılıyoruz. Hepbir ağızdan konuşuyoruz herzaman ki gibi. Bana yolculuklarını anlatıyorlar.
Eindhoven'e gitmek üzere trene biniyoruz. Eşim gelip bizi tren istasyonunda karşılıyor.
Bavullar ağır kızlar yorgun ulaşıyoruz eve.
Dinlenin diyorum ama nafile cümbür cemaat salatalar yapıyoruz sohbet ediyoruz. Edward devamlı çalışıyor banyoyu bitirmek için ama gürültü beni delirtiyor bozuluyorum biraz kızlar yetişiyor "dellenme" diye :)
Yattıyoruz ama saat 3 de yola çıkmamız lazım Uçuşumuz Rotterdam'dan.
Uykusuz bir gece :)

27 Nisan 2008 Pazar

Hepimiz zombi gibiyiz. Arabada fosur fosur uyuyoruz.Yollar tenha 1/2 saat erkenden geliyoruz havalimanına kahve içip sandviç felan yiyoruz Müjü ise 1 paket Ruffles patates cipsi:)Heyecanlı kendisi yine pasaport kontrolü olucak zannediyor acayip gergin sebebde Schengen vizesi tek girişli diye Edward ona "Fransa Schangen ülkesi ayrıca giriş yapmış sayılmazsın "diyor bizim kız "Fransaya giriyim toprağı öpeceğim " diye cevap veriyor.
55 dakikalık sorunsuz uçuştan sonra Orly havalimanına iniyoruz 15 dk sonra bavullarımızı almış Visit paris kartımız elimizde Paris'e doğru yola çıkıyoruz.
Paris Gare de Nord a varınca ilk iş kahvaltı yapacak yer aramak oluyor. Müjümüz bavul istediğinden ona küçük çekçek bavul ayarladım evden elinde o bizlerdede spor çantalar dolaşıyoruz. Sonunda Subway de kahvaltı ediyoruz kahve ve kuruvasan eşliğinde.,
Otele erken varıyoruz.Rezervasyonu kontrol edip bavulları ve montları otelde bırakıyoruz.Hava muhteşem o heves Sacre Couer e gidiyoruz.Sıcak felan durdurmuyor bizleri.Sonra otelimizin hemen yanındaki parkta soluklanıyoruz.Neşeliyiz.
Otele check in saatinde gidip odamıza yerleşiyoruz.O kadar uykususuz ki duş alıp biraz uyuyuyoruz.
Ardından akşam yemeğimizi yiyip Eyfel'e gidiyoruz. Çok kalabalık her asansör için 1 saat bekliyoruz ama Paris bizi akşam ışıkları ile büyülüyor.
Otele vardığımızda planlar yapılıyor. Hemen yatıyoruz. Ayşe ile ben çift kişilik yatakta Müjde ise tek başına yanımızdaki odada(küçücük bir süit) kalıyor.
Ayşe bana hemen uyumıyacaksın dimi diye serzenişte bulunurken bir bakıyorum fosur fosur kendisi uyuyor.
Bu arada her zaman ki gibi alışverişlerimizi yapmanın verdiği huzur ile uykuya dalıyoruz.

28 Nisan 2008 Pazartesi

Erkenden kalkıp Columbus Kafe de kahvaltımızı yapıyoruz.Ayşe su şişelerini çok sevdi.
Taşımakta hiçbir sakınca görmedi onca yolu giderken İstanbul'a.Tatilimizi hatırlatacağı kesin.
İlk önce Notre Dame a gidiyoruz.Etraf daha sakin. Rahatça dolaşıyoruz o heybetli Katedrali. Dua ediyorum içimden sevdiklerim için.
Sonra en kritik hatayı yapıyoruz.Katedralin kulelerine çıkmaya karar veriyoruz.
Beni tanıyan bilir Obezim ( 105 kilo kadar) spor yapmam masa başı çalışırım. Ayşe de spor yapmıyor son 4-5 aydır.Müjde desen zayıftır ama oda pek sportif değildir.Ne işiniz var yüzlerce daracık merdiven çıkıyorsun değilmi. Bende dar yer fobisi vardı yendim dostlar :) Kan ter içinde nefes alamıyorum içimden " Allahım nolur burda bayılıp etmiyim nasıl indirecekler beni" diye dualar ediyorum.Birde o kadar tırmanmanın üzerine Çana kadar çıktım Delimiyim neyim.O tırmanışlar bizi bitirdi. Birde indik ,her çıkışın birde inişi var kardeşim.
Ama hiçbirşey bizi alışverişten alıkoyamaz.Sular içildi.Ve kendimizi hediyelik eşya satan bir yer bulduk.Ben geçen seneden beri aradığım kokteyl çatallarını bulmanın sevinci ile iki farklı formatta(bir tanesi peynir şeklinde kabın içinde üzerleri peynir çeşitleri olan çatallı diğeri kutu şeklinde içinde şarap,baget ekmek gibi Fransızlara özgü çeşitleri olan çatatllar) kokteyl çatalı onlarla uyumlu peçetelik ve Eyfel kulesi şeklinde bir fotoğraf çerçevesi aldım.
Daha sonra Louvre a gittik ama vaktimiz kısıtlı olduğundan Piramitlerle resim çektirdik zira alışveriş ettik altındaki mağazalarda :) Yemeğimizi yedik ben Fas yemeği yedim ve cidden başarılı idiler.Otele dönmek şart oldu elimizi kolumuzu boşaltıp ver elini Opera binası(saat 16:00 sonra içini gezemedik) ve Madeline Kilisesi(tadilattaydı dışarıdan resim çektik).Ardından Arc de Triomphe Champs-Élysées
de gezinti Starbucks ta kahve molası ve cebimize uygun Yves Roche dan ufak bir alışveriş(Gerekliydi ama dudak kremi aldım)
Ve Otele döndük maalesef bir gece önce yemek yediğimiz restoran çok kalabalıktı aslında bu nahoş sürpriz bize daha sonra Hollandaya dönene kadar gideceğimiz restorana götürdü.İnanılmaz güzel salatalar yedik sarımsaklı patates dilimleri ve keçi peyniri ile.
Ve hoş bir şey yapıp o metrolardaki şipşak foto kulübesine girip aşağıdaki resmi çektirdik.




29 Nisan 2008 Salı

EuroDisney'e şakır şakır yağmu altında gittik.Varınca bilet almak sorun oldu.Neyse kendimizi sonunda Disney'in eğlenceli dünyasına attık her nekadar Müjü "İnsanlar buraya çocuklarını 18 inden önce getirmesin " desede ciddi güzel bir ortam tahminimca Amerikadaki ayrı bir şehir gibidir.
Ve Müjünün kabusu benim kapalı alan özellikle asansör korkumu yendiğim atraksyon Twillight Hotel asansörü. Resimde sağ üst köşe sarı iğrenç panço yağmurluklu 3 tip. Biri ki o benim ağzı yırtılacak gibi açık olan ortadaki Ayşe dua edip ağlıyormuş gibi olan donuk surat ifadeli de yeterrrr diye bağıran Müjü.



Resim aslı Müjdedir Didocum kendin görebilirsin.
Ondan sonra bir iki etkinlik daha yaptık ancak hem hava şartları hemde uzun süren sıralar yüzünden fazla bir skorumuz yok.
Ama alışveriş yaptık.Gezinin gerisinde -Hollanda da dahil olmak üzere-Müjdenin dilinden düşürmediği MİKİ yi ayşe burdan aldı dostlar.Dönüş bir kabustu zira ayakta kaldık ve tabanlarımız alev alev ağrıyor 1 saat yolculuk sürdü :)
Ama yıldık mı Hayır :) Aldıklarımızı sığdırabilmek için 2 spor çanta daha aldık.Olsun canımızı değsin :)

30 Nisan 2008 Çarşamba

Geç kalktık hazırlandık Check out yapıp bavulları otelde bıraktık.pont Neuf e gidip yağmur altında tekne turu yaptık.Çok romantik diye gülüştük :) Ardından La Fayette gidip alışveriş yaptık.
Tamam biz alışveriş seviyoruz.


Ardından dönüş yolculuğu başladı.Müjü öfliye püflüye tekerlekli kendi ağırlığı yeter olan bavulu Paris metrosunda ordan oraya taşıdı.
Havaalanına erken vardık check in yapıp boarding Pass alınınca hemen yemeğe.
Yol boyunca ki 55 dakika süriyor biz sinirden güldük. Çünkü sivi akıl alan görevlisi acil çıkışı bir arkasına bizi vermiş.Bunda ne var siniriniz bozulacak demeyin canlarım.Siz Müjde yi tanımıyorsunuz derim.Yanımdaki koltuktaki insanlara acil çıkış ile bilgi veren hostesi duyunca beynimden kaynar sular döküldü.Zira bizim önümüz boştu ve Müjü cam kenarındaydı. Ki hostes ona acil çıkıştan bahsetmeye başlar başlamaz Müjü mum gibi oldu. Kapıyı kontrol etmeler panik hareketler beni sinir aldı benim sinirim bozulunca gülerim Ayşede.Kızma bize Müjücüm.
Edward bizi almaya geldi.Stresliydi çünkü ertesi gün bizi gezdirmeyi planlıyordu ama çok yorgundu biz ona biz yarın evdeyiz deyince keyfi yerine geldi.

01 Mayıs 2008 Perşembe


Evdeyiz Ayşe bize içli köfte yaptı kızsal sohbetler :)

02 Mayıs 2008 Cuma

Once Zaanse Schans koruma altındaki Değirmen ve evlerin olduğu yere gittik. Pancake yedik ben ördeklerin peşine düştüm.Çok güzellerdi.
Ardından Volendam ve Marken adasına gidildi.
Marken çok ufak ama hoş bir ada.
Sonra tahta ayakkabı yapan bir atölye ve peynir fabrikası gezdik. Peynir aldım tamam :)
Albert Heijn Market alışverişi ve wonsel alışveriş merkezi gezildi.
Akşam evde bahçe sefası yaptık.Türk kahveleri fallar :) Fallarımız çıkmış söyliim Tubi...

03 Mayıs 2008 Cumartesi

Sabah bahçede yapılan kahvaltıdan sonra once Gouda ardından Delft gezildi.
Akşam yine evdeydik.Kahveler yapıldı bu sefer Ayşe bize fal baktı.

04 Mayıs 2008 Pazar

Geç kalktık bizim iki kafadar kahvaltıya bile geç indiler birde bir gece önce aaa biz kahvaltıya yardım edicez demişlerdi :)

Ogün Eindhoven merkezde alışveriş Pazar ı vardı maalesef Hollandada Pazar günleri dükkanlar kapalı ayda 1 pazar açıklar ve ona rast geldi bizimkiler. Ne yaptık Edward bizi şehre attı :)

05 Mayıs Pazartesi

Amsterdam'a gittik. Tekne gezisi ardından Madame Tousse gezdik Dam meydanında resim çekip eve döndük.Kızlar bavul hazırladılar.Eindhoven'da yenilecek son yemeği hazırlayıp resimleri indirip benim kokumu dileklerimi bavullarına koyup ertesi gün İstanbul'a uçtular.

3 yorum:

Chris'in Annesi dedi ki...

cnm harıka gecmiş belliki cok iyi olmuş senin özellikle ihtıyacın vardı böyle birseye sevdıklerınle beraber ...fotolar da ayrı güzel ,alıverış de ayrı bir deşarj olmuştur:)

Nane Şekeri dedi ki...

Sorma sorma alışveriş iyi geldi cidden.

Adsız dedi ki...

harika geçmiş görünüyor arkadaşım tatilin.
müthiş eğlenmişsiniz hepinizin yüzünden belli .
cnm benim..
TUBİ