26 May 2008

Haftasonu 1.mutfak etkinliği

Bu haftasonu menüm bayağı kalabalıktı.

Cumartesi Günü:

Öncelikle sabah güzel bir Türk usulu kahvaltı hazırladım. Reçelli ballı filan :) Eşim boşuna göbek yapmadı dostlar...
Öğle Ton balıklı salata

Akşam yemeğimiz Domatesli peynirli Makarna

Tatlı olarak dondurulmuş yoğurt (Çağımızın büyük buluşlarından) Eurovizyon başında fındık fıstık patlamış mısır

Pazar günü
Türk usulu kahvaltı

Öğle
Pınar usulü tavuklu sandviç
Patates Salatası

Kahve arasında
Muffin

Akşamda Patlıcan kızartma ve Etli Dürüm

Ben sizlere basitinden Patlıcan Kızartmayı ve Muffini anlatacağım.
Yemek


Patlıcan Kızartma
2 orta boy patlıcan
Tuz
Kızartma için yağ

Sosu
2 orta boy domates
4 yemek kaşığı soyulmuş doğranmış domates konservesi-renk vermesi için burda hala domatesler yemeğe renk veremiyor yardım alıyoruz mecburen*
2 kaşık zeytinyağı
2 dişi sarımsak

Patlıcanları alacalı soyup tepsiye diziyor üzerine biraz tuz serpiyoruz(annenizi dinlemeyip boca etmeyin benim gibi) 20 dakika bekliyoruz. Daha sonra tuzu yıkayıp kağut havluyla kuruluyoruz.
İyice ısınmış yağda kızartıyoruz.

Sosu için sarımsakları soyup çok minik parçalar halinde doğruyoruz.Domatesleri soyup onları da tuz ve zeytinyağı ile aynı kaba koyup ağır ateşte pişirip kızartmamızın üzerine döküyoruz.

Şimdi efendim bu kadar basit birşeyi neden tarif ettiğime geldi sıra.
Kızartma için yukarılardan Fritöz indiriler yağı doldurulur. Bahçeye kablo çekilir. Işık yanar beklenir beklenir 45 dakika ısınmaz yağ. Sen misin kamp tüpü ranıp bulunur.Yağ tavaya alınır bu seferde yeterli sıcaklığa ulaşmaz. İçeriye taşınılır orada yapılır kızartma :)
Sonra fark edililir inanılmaz tuzlu olmuştur :( hevesin kaçtımı dahasıda var özellikle alınmış yoğurdun dün kullanıldığını fark edip saçbaş yolunur :)

Muffin tarifini Cafe Fernandodan aldım. Tek fark bende 100 gr damla çikolata 150 vişne vardı.
İnanın lezzetliler birde kabarık olsalar ama bu fırınla ancak bukadar :)

Kısacık süreye dünyayı sığdırmak


Bu haftasonu eşim de bende acayip çalıştık.O bahçeyi düzenledi,bende mutfakta çalıştım J

Kuzenim Müjü’nün dediği gibi “Tam ataerkil ailesiniz Kadin ev isşeri Erkek tamirat” Modundaydık.

Bahcemiz temizlenip cicekler ekilince yepyeni bir görünüme kavuştu. Esim bana ayrica Begonvil aldi “Bodrum” Bahcemizde artik kisin kolidorda durmasina karar verdik zira sogukta donma olayi var

Bu bizim Nisan Yıldönümü hediyemizmiş.Cok ugrasti heryeri ağrıyor bitanemin şimdi.(Biyo eger tek laf edersen …Öyle şekerim kocacım laflarına kılsın ya o acidan)

Hava müsade etseydi bu aksam yapardım Türk kahvelerimizi otururduk bahçe keyfi yapardik ama nerde şakır şakır yağmur yağıyor namussuz…

Eindhoven Bahçe

Haftasonunda sadece Bahçe ile ilgilenmedik benim hamaratliğım üstümdeydi yemekler yaptım sormayın.

Hemen size yazicam aayrıntılı olarak resimler ve tariflerle efendim.

Bunun dışında alisveris yaptim sonunda adam akıllı canavar gibi bir digital kamera aldım kendime.

24 May 2008

Evimizin Yeni Üyesi






Bu aralar hayatımıza yeni giren, ailemizin neşe kaynağı Nintonda Wii Sport'tan bahsetmek istiyorum bugün sizlere.O kadar küçük bir kutunun insanı bukadar oyalıyacağını tahmin bile edemezsiniz. Eşim bilgisayar,konsol vs tipi elektronik oyunları sevmez.Ama o bile müthiş eğlendi. Hatta sipariş verdiğimiz ekstra remote kontrolün gelmemesine hayıflandık.Wii Fit için 1 hafta beklememiz lazım zira Hollanda'da Wii Fit bulamadık.Burada Wii Fit ayrı bir paket olarak sunuldu piyasaya kapış kapış bizde alamadık hali ile ısmarladık bekliyoruz bakalım.

Uzun zamandır tenis oynamamış ben Wii sport sayesinde saatlerce oynadım. Makine bana " Dinlenmek için ara vermek istiyorsanız + basınız diye yandırdı durdu. Ertesi gün maalesef sağ omuzum biraz ağrıdı haliyle :) ama vazgeçmek yok Wii Fit gelsin egzersizler başlıyor.
Aşağıda Wii Fit ile ilgili videoyu seyredebilirsiniz.Wii Fit de bünyesinde herkese hitap eden egzersizler içeriyor.Kayaktan serbest koşu yogadan denge oyunlarına kadar birçok egzersiz sizleri bekliyor.


19 May 2008

Amstelveen



Geçtiğimiz Pazar günü eşimle piknik sepetimizi hazirlayıp yollara düştük. Amstelveen'de beğendigimiz evlerin çevresini gezelim görelim,ortam ile bir fikir edinelim diye.
Çok güzel yerler gördük fiyatlar ateş pahasi düser belki.Metroya cok yakın,parkın hemen arkasında kanal geçiyor sokağin yanından.Uzun zamandir satılamadı. Belki kısmet bizedir.

Beni taniyan bilir Piknik ten pek hoslanmam bunun sebebi aşikar sanirım.Piknik denilince Türkiye'de (benim zamanımda) pijamali adamlar,yanik et kokusu duman orasi burasi cöp mekanlar.Birde Sahil yolunun keneranda yapanlara bile rastladım yeminlen.O kadar nefret etmisim yillar vardir gitmek istemem.

Sonunda şeytanin bacagini kırdım,Kendime bir piknik sepeti satın aldım ve ilk pikniğimi Amstelveen Boss (orman) yaptım.

Bir sonraki piknik kesinlikle resim çekeceğim.

Şimdilik sadece Piknik sepetimin resimleri var.

Crocslarim ve Ben


Geçen yaz Bora'dan özenip Hollanda'ya doner donmez kendime Pespembe bir Crocs aldim.
Bütün kış severek giydim kendilerini,yaz geldi hala evde giyiyorum.Geçtiğimiz hafta sonu Crocslarım icin aksesuarlardan aldım. Eve gelir gelmez taktım takıştırdım. Çok hoşuma gittiler Kokocuğuma da gönderdim posta ile Annesine mektup ekleyerek. :)
Benim ruhum çocuk galiba.Dışarıda giymiyorum panik yapmayin el ahali.
Ama ciddi ciddi düşünüyorum acayip rahat bişey ne terletiyor ne kayıp düşme tehlikesi var mucize vallahi billahi.Arkadaşlarım kışliklarını almışlar içleri kürklü gibi imis bakalım kışın belki onlardan alırım.

12 May 2008

Beyaz Pazartesi

Hollanda'da başka bir kutlama Wit Mandag .Hristiyanların dini bir kutlaması araştırmalarım sonucu beyaz Pazartesi denmesi Vaftiz sırasında beyaz giyilmesinden ileri geliyormuş.
Bu sebeble tatildik.Aylardır herşeyi kafama takıp küçük çaplı depresyona giren ben sonunda kalkıp elimdekilere sımsıkı sarıldım. Evimizde ne yapabiliriz diye baktım. Çatı katını kafamda düzenledim.Eşime söylediğimde hiç beklemediğim bir tepkiyle karşılaştım. Harika :) dedi. Çatı katında eşimin ablasının verdiği çift kişilik yatak odasının mobilyası monte edilmemiş halde duruyordu.2 Kişilik yatak komidinler.. Kapladığı yeri düşünün üzerinde oluşan tozu düşünün. Yıllardan beri baharda saman nezlesi olmamış ben bu sene inanılmaz kötü oldum. Toz polen ne ararsanız var evde:)Eski banyodan kalan dolapı da koyun 12 kolinin üstüne canlandırın şimdi ortamdaki sıkışık manzarayı. Evet hepsinin gitmesine karar verdik. 3.dünya ülkelerine yardım yapan bir kuruluş eski eşyalarınızı alıp değerlendiriyormuş bizde onlara vermeyi planlıyoruz.Mutfağıda biraz hafifletmeyi planlıyorum.
İkinci işim kıyafetlerimiz ile olacak. Onlardan ayıklama yapmayı planlıyorum.Burada cam toplama kutuları gibi elbise ayakkabı kutuları var onlara atmayı planlıyorum.
Bahçede düzenlemeyi eşim yapıcak.Banyo bitti mi sorularını duyar gibiyim. Maalesef hayır ama küvet ve duşumuz hizmete açılmıştır.Saolsun misafirler sebeb oldu da hızla bitirildiler.
Biraz ev topladık,çamaşır,ütü ve birde baktık saat olmuş 7 di. Zamanın nasıl geçtiğini anlamadım açıkçası.
Eşim Amsterdam'a taşınmayı ciddi ciddi düşünüyorum. Taşınmadan önce bir kere daha bu verme atma işlerini yaparsak muhteşem olucak diyorum. Ya siz ?

11 May 2008

Anneler Günü

Bir anneler günü daha geldi. Ben yine anneciğime telefon ile ulaşabildim. Ne mutlu bana anneme hala İyi ki varsın Annem diyebiliyorum.Umarım bir gün bende anne olurum ve yavrum da bana "İyiki varsın Annem" der.Anne olmadıkça annelik nedir bilinmez kanımca.

Annelerimiz Hepinizin Anneler Günü Kutlu Olsun.

Sevgilerimle

10 May 2008

Resimler

Hollanda2008


Paris 2008

Gezi Notları


26 Nisan 2008 Cumartesi

Aylardır süren bekleyiş bitiyordu.Bir heyecanla Amsterdam'a gittim.Kızlar 13:45 te Amsterd Schipol havalimanına ineceklerdi.Tren yolculuğu sırasında heyecandan yerimde duramıyordum.Onlar bana İstanbul'un yani ailemin arkadaşlarımın kokusunu getiriyorlardı.Babam 2 hafta önce geldiğindede sevinmiştim ama gelişi ile gidişi bir olmuştu.
Havaalanına ulaştığımda uçaklarının indiğini gördüm monitörden. Acele acele yürürken aradım telefonla evet inmişlerdi Pasaport kontrolüne gidiyorlardı.
Kısa bir an Ayşeyi gördüm camın ardında sanki Caddebostan'daydık yine o da annemlerin evine yürüyordu. Müjdeyi sordum heyecanla bavullara bakıyor dedi Gözlerimle arıyorum evet işte orda o da ne suratı ciddileşti hemen telefon ediyorum Ayşeye sorun mu var Müjdenin suratı ciddileşti diye o da gülüyor sorun yok canım gözlükleri yok ya gözünü kısıyor :)
Birbirimize deliler gibi sarılıyoruz. Hepbir ağızdan konuşuyoruz herzaman ki gibi. Bana yolculuklarını anlatıyorlar.
Eindhoven'e gitmek üzere trene biniyoruz. Eşim gelip bizi tren istasyonunda karşılıyor.
Bavullar ağır kızlar yorgun ulaşıyoruz eve.
Dinlenin diyorum ama nafile cümbür cemaat salatalar yapıyoruz sohbet ediyoruz. Edward devamlı çalışıyor banyoyu bitirmek için ama gürültü beni delirtiyor bozuluyorum biraz kızlar yetişiyor "dellenme" diye :)
Yattıyoruz ama saat 3 de yola çıkmamız lazım Uçuşumuz Rotterdam'dan.
Uykusuz bir gece :)

27 Nisan 2008 Pazar

Hepimiz zombi gibiyiz. Arabada fosur fosur uyuyoruz.Yollar tenha 1/2 saat erkenden geliyoruz havalimanına kahve içip sandviç felan yiyoruz Müjü ise 1 paket Ruffles patates cipsi:)Heyecanlı kendisi yine pasaport kontrolü olucak zannediyor acayip gergin sebebde Schengen vizesi tek girişli diye Edward ona "Fransa Schangen ülkesi ayrıca giriş yapmış sayılmazsın "diyor bizim kız "Fransaya giriyim toprağı öpeceğim " diye cevap veriyor.
55 dakikalık sorunsuz uçuştan sonra Orly havalimanına iniyoruz 15 dk sonra bavullarımızı almış Visit paris kartımız elimizde Paris'e doğru yola çıkıyoruz.
Paris Gare de Nord a varınca ilk iş kahvaltı yapacak yer aramak oluyor. Müjümüz bavul istediğinden ona küçük çekçek bavul ayarladım evden elinde o bizlerdede spor çantalar dolaşıyoruz. Sonunda Subway de kahvaltı ediyoruz kahve ve kuruvasan eşliğinde.,
Otele erken varıyoruz.Rezervasyonu kontrol edip bavulları ve montları otelde bırakıyoruz.Hava muhteşem o heves Sacre Couer e gidiyoruz.Sıcak felan durdurmuyor bizleri.Sonra otelimizin hemen yanındaki parkta soluklanıyoruz.Neşeliyiz.
Otele check in saatinde gidip odamıza yerleşiyoruz.O kadar uykususuz ki duş alıp biraz uyuyuyoruz.
Ardından akşam yemeğimizi yiyip Eyfel'e gidiyoruz. Çok kalabalık her asansör için 1 saat bekliyoruz ama Paris bizi akşam ışıkları ile büyülüyor.
Otele vardığımızda planlar yapılıyor. Hemen yatıyoruz. Ayşe ile ben çift kişilik yatakta Müjde ise tek başına yanımızdaki odada(küçücük bir süit) kalıyor.
Ayşe bana hemen uyumıyacaksın dimi diye serzenişte bulunurken bir bakıyorum fosur fosur kendisi uyuyor.
Bu arada her zaman ki gibi alışverişlerimizi yapmanın verdiği huzur ile uykuya dalıyoruz.

28 Nisan 2008 Pazartesi

Erkenden kalkıp Columbus Kafe de kahvaltımızı yapıyoruz.Ayşe su şişelerini çok sevdi.
Taşımakta hiçbir sakınca görmedi onca yolu giderken İstanbul'a.Tatilimizi hatırlatacağı kesin.
İlk önce Notre Dame a gidiyoruz.Etraf daha sakin. Rahatça dolaşıyoruz o heybetli Katedrali. Dua ediyorum içimden sevdiklerim için.
Sonra en kritik hatayı yapıyoruz.Katedralin kulelerine çıkmaya karar veriyoruz.
Beni tanıyan bilir Obezim ( 105 kilo kadar) spor yapmam masa başı çalışırım. Ayşe de spor yapmıyor son 4-5 aydır.Müjde desen zayıftır ama oda pek sportif değildir.Ne işiniz var yüzlerce daracık merdiven çıkıyorsun değilmi. Bende dar yer fobisi vardı yendim dostlar :) Kan ter içinde nefes alamıyorum içimden " Allahım nolur burda bayılıp etmiyim nasıl indirecekler beni" diye dualar ediyorum.Birde o kadar tırmanmanın üzerine Çana kadar çıktım Delimiyim neyim.O tırmanışlar bizi bitirdi. Birde indik ,her çıkışın birde inişi var kardeşim.
Ama hiçbirşey bizi alışverişten alıkoyamaz.Sular içildi.Ve kendimizi hediyelik eşya satan bir yer bulduk.Ben geçen seneden beri aradığım kokteyl çatallarını bulmanın sevinci ile iki farklı formatta(bir tanesi peynir şeklinde kabın içinde üzerleri peynir çeşitleri olan çatallı diğeri kutu şeklinde içinde şarap,baget ekmek gibi Fransızlara özgü çeşitleri olan çatatllar) kokteyl çatalı onlarla uyumlu peçetelik ve Eyfel kulesi şeklinde bir fotoğraf çerçevesi aldım.
Daha sonra Louvre a gittik ama vaktimiz kısıtlı olduğundan Piramitlerle resim çektirdik zira alışveriş ettik altındaki mağazalarda :) Yemeğimizi yedik ben Fas yemeği yedim ve cidden başarılı idiler.Otele dönmek şart oldu elimizi kolumuzu boşaltıp ver elini Opera binası(saat 16:00 sonra içini gezemedik) ve Madeline Kilisesi(tadilattaydı dışarıdan resim çektik).Ardından Arc de Triomphe Champs-Élysées
de gezinti Starbucks ta kahve molası ve cebimize uygun Yves Roche dan ufak bir alışveriş(Gerekliydi ama dudak kremi aldım)
Ve Otele döndük maalesef bir gece önce yemek yediğimiz restoran çok kalabalıktı aslında bu nahoş sürpriz bize daha sonra Hollandaya dönene kadar gideceğimiz restorana götürdü.İnanılmaz güzel salatalar yedik sarımsaklı patates dilimleri ve keçi peyniri ile.
Ve hoş bir şey yapıp o metrolardaki şipşak foto kulübesine girip aşağıdaki resmi çektirdik.




29 Nisan 2008 Salı

EuroDisney'e şakır şakır yağmu altında gittik.Varınca bilet almak sorun oldu.Neyse kendimizi sonunda Disney'in eğlenceli dünyasına attık her nekadar Müjü "İnsanlar buraya çocuklarını 18 inden önce getirmesin " desede ciddi güzel bir ortam tahminimca Amerikadaki ayrı bir şehir gibidir.
Ve Müjünün kabusu benim kapalı alan özellikle asansör korkumu yendiğim atraksyon Twillight Hotel asansörü. Resimde sağ üst köşe sarı iğrenç panço yağmurluklu 3 tip. Biri ki o benim ağzı yırtılacak gibi açık olan ortadaki Ayşe dua edip ağlıyormuş gibi olan donuk surat ifadeli de yeterrrr diye bağıran Müjü.



Resim aslı Müjdedir Didocum kendin görebilirsin.
Ondan sonra bir iki etkinlik daha yaptık ancak hem hava şartları hemde uzun süren sıralar yüzünden fazla bir skorumuz yok.
Ama alışveriş yaptık.Gezinin gerisinde -Hollanda da dahil olmak üzere-Müjdenin dilinden düşürmediği MİKİ yi ayşe burdan aldı dostlar.Dönüş bir kabustu zira ayakta kaldık ve tabanlarımız alev alev ağrıyor 1 saat yolculuk sürdü :)
Ama yıldık mı Hayır :) Aldıklarımızı sığdırabilmek için 2 spor çanta daha aldık.Olsun canımızı değsin :)

30 Nisan 2008 Çarşamba

Geç kalktık hazırlandık Check out yapıp bavulları otelde bıraktık.pont Neuf e gidip yağmur altında tekne turu yaptık.Çok romantik diye gülüştük :) Ardından La Fayette gidip alışveriş yaptık.
Tamam biz alışveriş seviyoruz.


Ardından dönüş yolculuğu başladı.Müjü öfliye püflüye tekerlekli kendi ağırlığı yeter olan bavulu Paris metrosunda ordan oraya taşıdı.
Havaalanına erken vardık check in yapıp boarding Pass alınınca hemen yemeğe.
Yol boyunca ki 55 dakika süriyor biz sinirden güldük. Çünkü sivi akıl alan görevlisi acil çıkışı bir arkasına bizi vermiş.Bunda ne var siniriniz bozulacak demeyin canlarım.Siz Müjde yi tanımıyorsunuz derim.Yanımdaki koltuktaki insanlara acil çıkış ile bilgi veren hostesi duyunca beynimden kaynar sular döküldü.Zira bizim önümüz boştu ve Müjü cam kenarındaydı. Ki hostes ona acil çıkıştan bahsetmeye başlar başlamaz Müjü mum gibi oldu. Kapıyı kontrol etmeler panik hareketler beni sinir aldı benim sinirim bozulunca gülerim Ayşede.Kızma bize Müjücüm.
Edward bizi almaya geldi.Stresliydi çünkü ertesi gün bizi gezdirmeyi planlıyordu ama çok yorgundu biz ona biz yarın evdeyiz deyince keyfi yerine geldi.

01 Mayıs 2008 Perşembe


Evdeyiz Ayşe bize içli köfte yaptı kızsal sohbetler :)

02 Mayıs 2008 Cuma

Once Zaanse Schans koruma altındaki Değirmen ve evlerin olduğu yere gittik. Pancake yedik ben ördeklerin peşine düştüm.Çok güzellerdi.
Ardından Volendam ve Marken adasına gidildi.
Marken çok ufak ama hoş bir ada.
Sonra tahta ayakkabı yapan bir atölye ve peynir fabrikası gezdik. Peynir aldım tamam :)
Albert Heijn Market alışverişi ve wonsel alışveriş merkezi gezildi.
Akşam evde bahçe sefası yaptık.Türk kahveleri fallar :) Fallarımız çıkmış söyliim Tubi...

03 Mayıs 2008 Cumartesi

Sabah bahçede yapılan kahvaltıdan sonra once Gouda ardından Delft gezildi.
Akşam yine evdeydik.Kahveler yapıldı bu sefer Ayşe bize fal baktı.

04 Mayıs 2008 Pazar

Geç kalktık bizim iki kafadar kahvaltıya bile geç indiler birde bir gece önce aaa biz kahvaltıya yardım edicez demişlerdi :)

Ogün Eindhoven merkezde alışveriş Pazar ı vardı maalesef Hollandada Pazar günleri dükkanlar kapalı ayda 1 pazar açıklar ve ona rast geldi bizimkiler. Ne yaptık Edward bizi şehre attı :)

05 Mayıs Pazartesi

Amsterdam'a gittik. Tekne gezisi ardından Madame Tousse gezdik Dam meydanında resim çekip eve döndük.Kızlar bavul hazırladılar.Eindhoven'da yenilecek son yemeği hazırlayıp resimleri indirip benim kokumu dileklerimi bavullarına koyup ertesi gün İstanbul'a uçtular.

Misafir


Herkes bilir biz ailecek misafiri severiz. Eşim de bende.Ailemde herkes birkez annem ile babamın evinde konuk kalmışlardır. Geçtiğimiz hafta 2 misafirimiz vardı. Kuzenim Müjü(Müjde) Bir tanem Kiyokim .
Harika bir 10 gün geçirdim her ikisi ile.
Cumartesi günü uçakla Amsterdam'a geldiler ayaklarının tozu ile Paris'e gittik.Uçuşumuz Rotterdam dandı. 55 dakikada Paristeydik.
Internetten yaptırmıştım rezervasyonu fakat inanılmaz memnun kaldık. Son dakikaya kalırsanız
uğramadan geçmeyin derim. Sitede belirtilen herşey doğru idi.Paris'e gidenler bilir oteller öyle Türkiye'deki kadar kaliteli değildir.Bu otelin yeri muhteşemdi.
Temizdi,personel gerçekten iyiydi.En önemlisi sürpriz yoktu.Ne vaad ettilerse onu verdiler.
Otele ulaştığımızda Check in saati daha gelmediğinden Sacre Couer Kilisesine çıktık.
Ki otele saate 5 dakika mesafedeydi. En ilginci hava çok güzeldi Sacre Couer nerde diye aranıyoruz haritada kafamı kaldırdım ve inanmıyorum oldum.Tam karşımda tüm heybeti ile duruyordu.
Yemeğimizi ufak bir kafede aldık.Müjü Fransızcasını döktürdü :)
Otelin hemen yanındaki parkta oturup koşuşan oynayan çocukları seyrettik kokomuzdan bahsettik.Didocuğumuz anıldı.
Otele yerleşip 2 saat uyuduktan sonra çıkıp ilk akşam yemeğimizi yedik.
Ordan Eyfel!e gittik aman allahım ne kalabalıktı her asansaörde 1 saat bekledik Eyfelden çıktığımızda saat nerdeyse 12 ye geliyordu.
Ertesi gün şirin bir kafede kahvaltımızı edip Notre Damme,Louvre,Madelinne,Opera vs gibi turistik yerleri gezdik.Ama Notre Dame in o merdivenler beni bitirdi.Sanırsam Müjde ve Ayşeyide :) Tabi alışveriş yaptık. Eve aldım inanın :) Çok istediğim aperitif çatallarını set olarak aldım gerçekten eşimde bayıldı.
O akşamı da güzel bir Cafede kapdıktan sonra otele döndük.
Salı günü Disneydeydik. Müjde ne kadar korktuğunu ifade etsede:) ben çok eğlendim yeni atraksyon Twilight Zone Hotel deki asansörden. Acayip heyecanlıydı ama değdi.
Müjde hala etkisinde maalesef :(
Yağmur altında geçmesine rağmen biz 3 kafadar ayaklarımız patlıyana kadar dolaştık sadece çok kalabalıktı bu bize bekleme açısından zorluk yarattı.
Dönüş gününde Tekne turu ve alışveriş yaptık.
Ve tatatata Rotterdam ordan da Eindhovendaydık.Ertesi gün evdeydik.Ayşe bize içli köfte yaptı.Evet yanlış okumadınız dostlar ve inanın muhteşemdi 4 kişi hepsini sildik süpürdük.
Ertesi gün Edward bizi Zaanse Schans.Volendaam,Marken e götürdü.Bir iki Peynir çifliğini gezdik.Güzel bir gündü.Ertesi gün Goude Delft ve arka Bahçemizde akşam yemeği yaptık.
Pazar günü "shooping sunday" di Eindhoven merkezde kızlarla biraz turladık.
Pazartesi Amsterdam da tekne turu ve Madam Tousseo da tura katıldık.
Salı günü canlarımı yolcu ettik. Umarım benim kadar mutlu edebilmişimdir kendilerini.
Tekrardan Teşekkür ederim geldiklerine.

Mevsimler

Dün telefonumdaki resimleri bilgisayara aktarırken fark ettim çok değil kısa süre önce kar vardı soğuk vardı bugün sıcak bunaltıyor :) Ama ne yalan sçyliyim mutluyum.
Eindhoven'dan kar manzaraları :)ve baharın güzel görüntülerini eklemek istedim.

Mevsimler

Doğum Günü

Arkadaşlarım bloğumu ihmal ettiğimi söylediler de inanmamıştım. Evet son zamanlarda evde durmadığımdan araya tatillerin girmesi yazmama engel teşgil ettiler.
Olan biten o kadar çok olay ve yaşammışlıklarım var. Sanırım eşimin doğum gününden başlıyabilirim.Kendisi 20 Nisan'da 46 yaşına bastı. Evde çalışması olduğundan malum Banyo tadilatı,evde kalmayı tercih ettik. Bende annesi ve babasını davet ettim.
Kendisine pasta yaptım ve evet ilk kez şeker hamuru kullandım. Maalesef ihtiyacım olan şeker hamuru yeterli gelmediğinden fazla birşey yapılamadı :) Olsun denedim ve yine deneyeceğim.

Edward Doğum Günü 2008


Güzel bir sofra kurduğuma inanıyorum. Gerçekten uğraştım. Salatalar,pasta,et vs... eşimi mutlu edebildim :) Hediyesini de özenle seçtim. Kayınvaldem gene tuhaf laflar etti ama sabırım ben artık fazla kafama takmıyorum.